Ayların baharı olarak adlandırılan Rebi´ül-evvel ayı, peygamberimizin mübarek doğumuyla bütün kainata bir bahar ayı olmuştur. Çünkü peygamberimizin (s.a.a) mübarek tevellüdü ilahi rahmetin kemal noktasıdır. Peygamberin dünyaya gelişi insanlığa umudun ve hayırlı bir geleceğin müjdesi olmuştur. Peygamberle bütün karanlıklar yok olup gidecek ve o karanlıkların yerini aydınlıklar almış olacaktır.
Evet, peygamber bütün kainata rahmet olarak tanıtılmıştır. Peygamberi doğru tanıdığımız zaman biz bu sonsuz ilahi rahmetten en güzel istifadeyi etmiş olacağız. Ümmet olarak peygamberin marifetinde sıkıntımız olduğundan dolayı ümmet içerisinde bu kadar çelişki, sorun ve sıkıntı olduğunu görmekteyiz. Bu hakikati yerinde keşfeden, çağın gerçek anlamda müceddidi olan İmam Humeyni (r.a) islam ümmetinin içinde bulunduğu sıkıntı, sorun ve çelişkilere son vermek adına islam üzerinde oyun kuran ve islamın düşmanları olan, Siyonizm, emperyalizm ve bunların emsallerinin oyunlarını boşa çıkarma adına, islam dünyasına çok büyük bir rehberlik ederek aydınlık getirmiştir.
Bundan dolayı Hz.Peygamberimizin (s.a.a) mübarek doğum haftası olan, sünni tarihine göre 12 rebi´ül-evvel günü ve şia tarihine göre 17 rebi´ül-evvel gününü değerlendirerek bu tevellüt haftasını ümmet için vahdet haftası olarak ilan etmiştir. Bu o kadar önemli bir konudur ki İmam Humeyni (r.a) İran´da yaptığı devrimin aynı yılı islam dünyasını birleştirecek, islam düşmanlarının heveslerini kursağında bırakacak en önemli kararı alarak, peygamberimizin (s.a.a) doğum haftasını ümmetin birlik ve kardeşlik haftası olarak islam dünyasına beyan buyurmuştur.
İslam dünyasını gerçekten birleştirecek olan unsur Hz.Peygamberimize yönelmektir ve onun buyruklarını ölçü alarak birbirimize karşı düşüncemizi, davranış ve tavırlarımızı düzenlememiz gerekiyor. Peygamberimiz (s.a.a) ümmetin vahdet içerisinde olmasını defalarca beyan buyurmuştur. Her şeyden önce getirmiş olduğu vahiyde bunu ilan etmiştir. Tefrika ve bölünme tarih boyunca islam ümmetini birbirine düşüren ve islam düşmanlarını islam aleyhine güçlendiren en önemli unsur olmuştur.
Günümüzde bunu çok net bir şekilde görmekteyiz. Bundan dolayı İmam Humeyni (r.a) islamın içinde bulunduğu bu baskıyı, tahakkümü ve esareti bir kenara itmenin yolunun vahdet olduğunu görmüş ve bütün ümmeti peygamberin etrafında bir olmaya davet etmiştir. Buradaki vahdetten kasıt Müslümanların aralarında itikadi, fıkhi, tarihi ve diğer bir kısım meselelerde ihtilaflı konuların terk edilip sadece uzlaştıkları meseleleri kabul edip bir araya gelmeleri değildir. Buradaki vahdetten kasıt Müslümanların ihtilaflı oldukları konularla birlikte birbirini kabul edip, islamı yok etmeye çalışan küfür cephesinin önünde bir vücut olmalarıdır.
Bunun örneğini İmam Humeyni şu açıklamasında ortaya koymuştur; ‘’Bugün islam aleyhine bütün alanlarda çalışan Yahudi lobisi Siyonizmin ortadan kalkması, Müslümanların bir olmasına bağlıdır.’’
Ve şu cümlesiyle bu konuyu bizlere aydınlatmıştır; ‘’Bugün iki milyara yakın olan Müslüman toplumu eğer israilin aleyhine bir kova su dökerse, israili sel alır.’’
Evet, kardeşlerim aslında söylenecek ve üzerinde düşünülecek o kadar önemli hususlar vardır ki… Vahdet konusunu doğru okumamız gerekiyor. İçimizden bazı insanlar islami vahdetin ne olduğunu doğru düşünmediğinden, yanlış teoriler üreterek, örneğin; İmam Hüseyin (a.s) ile Yezid´in bir olması gibi batıl bir kısım sözler ortaya koyarak imamın ümmet için açıkladığı bu vahdete itiraz ediyor ve ciddi bir şekilde ümmetin kardeşliğine darbe vurmuş oluyorlar. Onun için ifrat ve tefritten kaçınarak, itidal ve vasat yolu olan islamın yolunu düşünerek bu vahdet haftası içerisinde islam dünyasının sorun ve sıkıntılarını görmemiz, üzerinde düşünmemiz ve bu sıkıntılardan çıkış yollarını aramamız gerekiyor.
Ümmete bu kadar önemli bir fikir ve ruhu kazandıran İmam Humeyni´yi (r.a) rahmet ve minnetle anmak borcumuzdur. Bugün dünyada islam devletlerinin büyük çoğunluğunda peygamberimizin mübarek doğum haftası gerçekten de bir kardeşlik, dostluk ve hoşgörü içerisinde programlar teşkil edilerek kutlanmaktadır.
Hasan Karabulut