İmam Mehdi´nin (a.s) zuhur edip adalet devletini kurması için insanlığın ve dünyanın hazır olması gerekiyor. İnsanlık, hak inancı, Allah´a kulluğu, insani değerleri ve adalet ilkesini kabullenecek ve yaşatacak bir yapıya kavuştuğu zaman o hazret zuhur edecektir. Bu hususta gerçekten bu konuyu aydınlatan Kuran ayetleri, peygamberimizin (s.a.a) ve Ehlibeyt´in (a.s) hadisleri mevcuttur. Yüce Allah Kuran-ı Kerim´de Araf suresi 96.ayet-i kerimede şöyle buyuruyor; O ülkelerin ve beldelerin halkı inansalar ve günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık. Fakat yalanladılar; biz de ettikleri yüzünden onları yakaladık (azaba uğrattık).
Bu ayetin mesajları;
1-Bereketin anlamı verilen sabit ve daim olan nimetler anlamındadır. Maddi ve manevi nimetlerin tamamını kapsar. Örneğin ömrün, servetin, bilginin hayırlı ve bereketli olması gibi.
2-Bu ayetin en önemli muhatabı ve örneği, İmam Mehdi´nin (a.s) zuhur dönemini anlatmasıdır. Rivayetlerde o hazretin döneminde insanlık için yer ve gök aleminden bereket kapılarının açık olduğu belirlenmiştir. İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır; ‘O hazret kıyam ettiği zaman adaletle hükmedecek. Onun devranında zulüm ortadan kaldırılmış olacak. Yollar emniyetli ve güvenli olacak. Yer, bütün bereketini dışarı çıkarmış olacak. Herkesin hakkı kendisine ulaşacak.’
İmam Hasan Mücteba (a.s) şöyle buyuruyor; ‘İmam Mehdi´nin (a.s) devletinde yırtıcı ve vahşi hayvanlar bile rahatça yaşayacaklar. Yer bütün bitkilerini yeşertmiş olacak. Gök bereketlerini indirmiş olacak. Yerin bütün hazine ve madenleri aşikar olmuş olacak.’
3-Bu ayet-i kerimenin önemli mesajlarından biri; ‘Sadece iman yeterli değildir. Takvayla beraber olan iman esastır.’ Bu ayetin en önemli mesajlarından bir diğeri de toplumun maneviyatının ve kültürünün yükselmesi ekonomisinin de yükselmesinin sebebidir. Çünkü yüce Allah ayet-i kerimede iman ve takvayı, bereket kapılarının açılması sebebi olarak beyan etmiştir. Bereket kapılarının kapanıp açılması, Allah´ın iradesine bağlıdır ancak bizim amellerimizle bağlantılıdır. Sıkıntıların ve mahrumiyetlerin sebebi bizim amellerimizdir. Yüce İslam´ın dünyaya hakim olması için bir kısım şartların oluşması gerekiyor. Bir başka deyimle, İslam´ın zaferi ve hükümranlığı bir kısım şartların oluşmasıyla mümkündür. Bu şartları Kuran-ı Kerim birer birer aktarmıştır;
-Liyakatli ve güçlü bir liderin olması
-Mümin takipçilerin olması
-Allah´a tevekkülün olması
-Halkın davasında sabır ve mukavemet göstermesi
-Halkta ilahi düşünce ve ihlasın olması
-Toplumun vahdet ve birlik içerisinde olması
-Yüce Allah´ın yardımlarının gelmesi
-Kibir ve gururdan uzak durmak
Bugünkü dünyada maalesef bunlar görünmüyor. Bu şartların oluşması için çalışmak ve ortamı hazırlamak gerekiyor. İmam Mehdi (a.s), halk her açıdan hazırlanmış olduğu zaman zuhur edecek. İslam ve Kuran değerlerini bildiği zaman zuhur edecek. İmam Mehdi´nin (a.s) devleti için halkın hazır olması gerekiyor.
4-Dünya´yı ıslah edecek İmam´ı bekleyenler eğer kendileri doğru ve düz insanlar değilse, onlar İmam Mehdi´yi (a.s) bekleyemezler. Çünkü İmam Mehdi´yi (a.s) bekleyenin gerçekte kendisinin doğru bir insan olması gerekiyor. İmam Mehdi (a.s) geldiği zaman her şeyi düzeltecek düşüncesinin yeri yoktur. Biz kendi üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Örneğin geceleyin, yarın güneş doğacak diye beklemiyoruz ve evlerimizi lambayla aydınlatıyoruz.
5-Bazı hadislerde şöyle geçmektedir; İmam Mehdi´nin (a.s) kıyamından önce biri kıyam ederse onun bu kıyamı yanlış ve batıldır. Bu hadisleri yazanlar, paylaşanlar ve böyle düşünenler bilmelidir ki bu hadisler halkı kendilerine davet etmek için kıyam eden kişiler hakkındır. Bu bireyler aslında kendileri tağuttur. Ancak İmam Mehdi´nin (a.s) zuhurunun zemini olsun diye kıyam edenlerin kıyamı hiçbir zaman batıl değildir. Her şey İmam Mehdi´nin (a.s) devletinde düzelecek düşüncesi Kuran´ın onlarca ayetine ters bir düşüncedir. Örneğin Kuran bize mazlumu savunmayı, zalimin önünde durmayı, münkerden nehy etmeyi, İslami had ve hududun icra edilmesini emretmiştir. Kuranın bu kadar desturu asırlarca tatil mi edilecek? İmam-ı Zaman´ın (a.s) zuhuruna kadar amel edilmeyecek mi?
Hadislerde şöyle geçmektedir; ‘Bizim hadislerimizi Kuran´a sunun. Hadis kuranla zıt ise o hadisleri atın.’ Örneğin uydurulmuş bu hadis gibi, şöyle diyor; ‘Toplumun yöneticisi zalim de olsa ona itaat edin.’ Oysaki kuran şöyle söylemektedir; ‘Günah işleyen insana itaat etmeyin.’
İmam Mehdi´nin (a.s) kıyamından önce kimse bir şey yapmasın anlamında olan hadisler ya uydurmadır ya da onların manaları doğru anlaşılmıyor. İslam tarihinde İmam Zeyn´ul-Abidin´in (a.s) oğlu Zeyd´in kıyamını görmekteyiz. İmamlar onu savunmuş ve desteklemiştir. Bazen imamlar kendileri açısından kıyamın doğru olmadığını görüyorlardı. Ancak o ortamda bazı şahısların kıyamına destek vermişlerdir. Bu anlattıklarımızdan ve ayet-i kerimenin net olarak verdiği mesajlardan şunu anlıyoruz; bir Müslüman olarak vazifemiz İmam Mehdi´nin (a.s) zuhuru için zemineleri hazırlama noktasında çalışmamız, ilahi emirdir.
Allah o hazretin zuhurunu acil buyursun. Bizleri onun zuhuruna zemin hazırlayanlardan karar kılsın.
Hasan Karabulut
