İmam Mehdi´yi (a.s) Tanımanın Zarureti
‘Allah´ım bizi nimet verdiklerinin yoluna yönlendir. Gazap edilmişlerin ve sapanların yoluna değil.’
İmam Mehdi (a.s) Kuran-ı Kerim´in birçok ayetinde tanıtılmıştır. Fatiha suresinde ‘Allah´ım bizi dosdoğru yola hidayet et’ diye geçen Sırat´ul-Mustakim´in (dosdoğru yolun) en bariz örneklerinden biri İmam Mehdi´dir (a.s). Sırat´ul-Mustakim´de olmak yani kuran-ı kerim, peygamberimiz (s.a.a) ve masum imamlarla (a.s) beraber olmaktır. Sırat´ul-Mustakim´de kimlerin olduğunu Fatiha suresinin 7.ayet-i kerimesi açıklamıştır.
Bu ayetin mesajları;
1-Bu ayet-i kerime Sırat´ul-Mustakim´in kimlerin yolu olduğunu açıklamıştır. O kimseler Allah´ın nimetini kazanmış kimselerdir. Bu durumu Nisa suresi 69.ayet-i kerimede açık bir şekilde görmekteyiz ki yüce Allah şöyle buyuruyor; ‘Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar Allah’ın nimetine eriştirdiği peygamberlerle, dosdoğru olanlar, şehitler ve iyilerle beraberdirler.’ Bu saygın kişilerin yoluna dikkat etmek, o yolu yürüme arzusunda olmak ve bu düşünceyi insanın kendisine talkin etmesi insanı sapmadan ve yanlış düşüncelerden korumuş olur. Mümin kimse yüce Allah´tan şöyle istekte bulunuyor; ‘Allah´ım beni gazap edilmişlerin ve sapkınların yolunda karar kılma’. İsrail oğulları, Allah´ın nimetlerini kazandılar ancak nankörlük ve inatları yüzünden ilahi gazaba uğrayanlardan oldular.
2-İmam Sadık (a.s) yedinci ayetin açıklamasında şöyle buyuruyor; ‘Sapanlar, şek eden ve imamlarını tanımayan kimselerdir.’
3-Hz.Peygamberimiz (s.a.a) sünni ve şia kaynaklarının naklettiği sakaleyn hadisinde şöyle buyurmuştur; ‘Kuran ve Ehlibeyt´e (a.s) tutunduğunuz müddetçe asla sapmayacaksınız.’ Konumuz olan bu ayet-i kerimenin son kelimelerinde gazaba uğrayanlardan ve sapanlardan kasıt iki gruptur. Birinci grup Ehlibeyt´e (a.s) tutunup Kuran-ı Kerim´i terk edenlerdir. İkinci grup ise Kuran-ı Kerim´i kabul edip Ehlibeyt´ten (a.s) uzaklaşan kimselerdir. Çünkü Hz.Peygamberimiz (s.a.a) sakaleyn hadisinde açık bir şekilde beyan buyurmuşlardır ki bu ikisine birlikte tutunduğunuz zaman sapmayacaksınız. Eğer bunlara tutunmazsanız o zaman sapmış olacaksınız. Aynı bir trenin yolu gibi ki iki ray üzerinde gitmektedir. O raylardan biri olmazsa tren yoldan çıkıp sapmış olacaktır. Sonuç olarak bizler sapanlardan olmamayı istediğimize göre, Kuran ve Ehlibeyt´e (a.s) birlikte yönelmemiz ve tutunmamız gerekiyor. Yani kitap ve öğretmen birlikte olmalıdır.
4-Hz.Peygamberimiz (s.a.a) imamı tanımanın ve ona uymanın zaruretini şu cümlesinde beyan buyurmuştur; ‘Kendi zamanının imamını tanımadan ölen bir kimse cahiliye ölümüyle dünyadan ayrılmıştır.’
5-İmam Mehdi´nin (a.s) gaybet döneminde okunması tavsiye edilen duada şu hakikati görmekteyiz ki zamanın imamını tanımayan kişi dinden sapmış olur. Duada şöyle geçmektedir; ‘Allah´ım kendi zatını bana tanıt. Eğer sen kendi zatını bana tanıtmazsan senin elçini ben tanımam. Allah´ım bana elçini tanıt. Eğer sen elçini bana tanıtmazsan senin hüccetini ben tanımam. Allah´ım hüccetini bana tanıt. Eğer sen hüccetini bana tanıtmazsan dinimden sapmış olurum.’
6-Rivayetlerde şöyle geçmektedir ki; ‘Bir kimse gecelerin tümünde namaz kılıp gündüzleri oruç tutsa, servetini Allah yolunda harcasa, her yıl Mekke´ye Hacc´a gitse ancak Allah´ın velisini tanımazsa ve işlerini o ilahi rehberin öncülüğünde yerine getirmezse yüce Allah üzerinde hiçbir hakkı yoktur. Gerçek iman ehlinden de sayılmaz.’
7-Masum imamlar zamanın imamını tanımayı imanın şartlarından saymışlardır. Şöyle buyurmuşlardır; ‘Bir kul Allah´ı, Allah Resulünü, tüm imamları ve kendi zamanının imamını tanıyıp işlerinde ona müracaat edip teslim olursa, mümindir.’ Burada şöyle bir şey sorulabilir. Bir insan son imamı yani İmam Mehdi´yi (a.s) tanıyıp birinci imamı tanımazsa böyle bir şey düşünülebilir mi?
8-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur; ‘Bir kimse zamanının imamını tanımak için evinden ve şehrinden ayrılır ancak ölüm ona mühlet vermezse şu ayet-i kerimenin muhatabıdır; ‘Evinden, Allah’a ve Peygamberine hicret ederek çıkan kimseye ölüm gelirse, onun ecrini vermek Allah’a düşer.’’
9-‘Rabbim bizi niçin yaratmışsın’ sorusunun cevabında yüce Allah buyuruyor ki; ‘Bana tapasınız diye.’
İmamlara acaba tapmaktan maksat nedir? Diye sordular. Cevabında onlar şöyle buyurdular; ‘Yani Allah´ı tanımak ve Allah´a karşı marifet sahibi olmaktır.’
Allah´ı tanımanın anlamı nedir? Sorusunun cevabında İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur; ‘Allah´ı tanımak her dönemin insanının kendi zamanının imamını tanımasıdır.’ Yani Allah´ı tanımak ancak imamın marifetiyle mümkündür. Bize Allah´ı tanıtıp, O´nun kulluğuna ve ibadetine götürecek yol, o zamandaki imamdır.
Hasan Karabulut