Lübnan ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının çok yakında gerçekleşeceğini belirten birçok İbrani ve Amerikan medyasının ardından, işgal altındaki Filistin’in kuzeyinde yaşayan yerleşimciler ve Siyonist yetkililer, daha önce bu rejimin kabinesinden Lübnan ile savaşı genişletmemesini ve kuzey cephesindeki durumu daha da kötüleştirmemesini defalarca talep etmişlerdi. Ancak kuzeydeki savaş genişledi ve durum kötüleşti. Şimdi yapılacak olan bu anlaşmanın Hizbullah’a teslim olma anlamına geldiğini düşünerek büyük bir öfke içindeler.
İsrail, Hizbullah’ın Tehditlerini Ortadan Kaldıramadı
Celile Elyon Bölgesel Konseyi Başkanı Amit Sofer, “İsrail’in (işgal altındaki Filistin) kuzey sınırındaki tüm evler, Hizbullah’ın hedefinde kalmaya devam edecek.” dedi.
“Zafer Yerine Tam Teslimiyet”
Kiryat Şmona Belediye Başkanı Avichai Stern, “Bu teslimiyet anlaşması bizi kuzey cephesinde 7 Ekim felaketine (2023’te Gazze çevresindeki yerleşimlerde gerçekleşen Aksa Tufanı operasyonuna atıfta bulunarak) daha da yaklaştırıyor.” dedi ve şunları ekledi:
“Nasıl oldu da tam bir zaferden tam bir teslimiyete geldik? Ve neden bitiremeyeceğimiz bir işe başladık? Hizbullah’ı yok etmek yerine ona oksijen sağladık.”
Güney Lübnan’da İsrailliler İçin Güvenli Bölge Olmayacak
Siyonist rejimin Kan televizyonu, Güney Lübnan’da İsrailliler için hiçbir güvenli bölgenin olmayacağını ve Güney Lübnan’daki sakinlerin evlerine döneceğini bildirdi. Bu durum, İsrail’in (işgal altındaki Filistin) kuzeyindeki yerleşimcileri oldukça endişelendiriyor.
Kan televizyonu ayrıca, İsrail’in imzalamak üzere olduğu anlaşmanın sadece bir adı olduğunu belirtti: “Hizbullah’a Dokunulmazlık Anlaşması.”
Ben-Gvir’in Ateşkese Öfkesi
Diğer yandan, Siyonist rejimin faşist İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Lübnan ile yapılan ateşkese şiddetle tepki göstererek bunun Hizbullah’ı yok etmek için tarihi bir fırsatın kaybedilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Ben-Gvir, “Savaş, karşı tarafı yenilgiye uğratana kadar devam etmeliydi. Lübnan ile yapılan ateşkes, buz üzerinde bir anlaşmadır ve Hizbullah çok hızlı bir şekilde yeniden donanımını tamamlayacaktır.” dedi.
“Ateşkes Bir Zorunluluktur”
Bununla birlikte, Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen siyasi analist Nadav Eyal, “Lübnan ile anlaşmanın teslimiyet anlamına geldiğini ve utanç verici olduğunu düşünenler, bu savaşı nasıl bitireceğimizi bize açıklasınlar.” dedi.
Siyonist rejimin Kanal 14 televizyonu, Lübnan ile ateşkes anlaşmasının ideal olmadığını ancak böyle bir anlaşma olmazsa, ABD’nin İsrail aleyhine BM Güvenlik Konseyi’nde tek taraflı bir karar aldırma riskinin olduğunu ve ardından ağır yaptırımlar uygulanabileceğini belirtti.
“Bataklığa Saplanmadan Önce Ateşkes Yapılmalıydı”
Siyonist rejimin emekli generallerinden ve ordunun kuzey cephesinin eski komutanı Noam Tibon, “Lübnan ile anlaşma, seçeneklerimizin sınırlı olması nedeniyle gerçekleşiyor. Bu anlaşma, İsrail’in Lübnan çamuruna batmadan ve hiçbir ilerleme kaydedemeden daha fazla askerini kaybetmeden önce gerçekleşmeliydi.” dedi.
“Hizbullah Ateşkesten Sonra Daha Güçlü Olacak”
Al-Mutla yerleşiminin başkanı David Azulay, “İsrail’in savaş hedeflerine ulaştığını söyleyenler yalan söylüyor. Eğer böyle olsaydı, neden İsrail’in en radikal kabinesi Hizbullah’a teslim olma yoluna gidiyor?” dedi.
Batı Celile’deki yerleşimleri kapsayan Mate Asher Konseyi Başkanı, “Bu anlaşmanın ardından İsrail, gelecekte daha güçlü ve kararlı bir Hizbullah ile karşılaşacak ve daha ağır bedeller ödeyecek.” uyarısında bulundu.
“Netanyahu Yalan Söyledi, İsraillilerin Kanı Onun Ellerinde”
Kuzeydeki bölgesel yerleşimlerin başkanı Moshe Davidovich, Netanyahu’nun kabinesinin halkın üzerinde anlaşmalar yaptığını belirtti ve şunları ekledi:
“Güvenlik içinde yaşamak istiyoruz ve bu, kabinenin bize sağlayamayacağı bir şey. Netanyahu’nun zafer vaatleri boş çıktı ve kuzeydeki İsraillilerin kanı onun ellerinde.”
Davidovich, Kan televizyonuna verdiği röportajda, “İsrail, Hizbullah’ın kuzey yerleşimlerinde yarattığı gerçeği görmezden geliyor. Yollar harap olmuş, ekonomi, turizm ve tarım tamamen yok olmuş durumda.” dedi.
İbrani medyası da kuzeydeki yerleşimcilerden alıntılar yaparak, “Netanyahu, kesin bir zafere ulaşıldığını iddia etti. Yetkililer bizi boş vaatlerle yüz üstü bıraktı ve kuzeydeki İsraillilerin kanı Netanyahu’nun ellerinde.” dedi.