Hz. Fatıma (s.a)
İkinci Bölüm
Medine’ye hicret, Hz. Ali (a.s) ile evliliği ve Hz. Peygamberimiz’in (s.a.a) vefatı Hz Fatıma’nın mübarek ömrünün sekizinci yılında olmuştur. Aynı yıl amcasının oğluyla ve diğer Fatıma’larla birlikte Medine’ye hicret etti. İmam Ali bin Ebu Talib (a.s) ile evleninceye kadar babası Resulullah ile beraber yaşadı. Bundan sonra, Hz. Peygamber (s.a.a) evinden sonra İslâm toplumunun en şerefli evinin temelleri de atılmış oldu. Bu ev tertemiz nebevî sülalenin barınağı, bereketli Resul (s.a.a) soyunun cömert Kevser’i oldu. Hz. Fatıma (s.a) ideal bir eşliğin ve yüce anneliğin en görkemli örneğini sergiledi. Hem de İslâm tarihinin en zorlu dönemlerinde. Öyle bir zaman ki, İslâm, cahilî bir çerçevede ve kabileci geleneğin hüküm sürdüğü bir ortamda kalıcılık ve yücelik yolunu açmak amacındaydı. Çünkü cahiliye toplumu ve kabileci ortamı, kadını insan olarak kabul etmiyor, kız çocuğunu bir utanç, bir ayıp algılıyordu. Bu nedenle Hz. Fatıma (s.a) gibi birisi parlak Muhammedî risaletin kızı, eşsiz ilâhî kıyam çocuğu olarak – bireysel, ailesel ve toplumsal yaşam tarzıyla, risalet kavramlarını ve değerlerini pratik olarak hayatında somutlaştıran pratik ve gerçek bir örnek sunmak durumundaydı. Hz. Fatıma (s.a) bütün insanlık dünyasına, bir kadın olarak insan- ı kâmil olduğunu, kadınlık doğasının böyle bir mükemmeliyete erişebileceğini, Allah’ın sınırsız kudretine ve akıllara durgunluk veren yaratıcılığına delâlet eden büyük ayetlerden, en parlak kanıtlardan biri olabileceğini kanıtladı. Çünkü Hz. Fatıma’ya (s.a) azametten büyük bir pay, görkemlilik ve ululuktan en geniş bir nasip bahşedilmişti. Hz. Fatıma (s.a) Hz. Ali el – Mürteza’ya cennet gençlerinin iki efendisi, Resulullah ‘ın (s.a.a) oğulları HZ. Hasan’ı ve Hz. Hüseyin’i, bu iki büyük imamı ve saygı değer mücahit, sabır ve direniş sembolü olan Zeyneb- i Kübra’yı ve ümmü Gülsüm’ü doğurdu. Beşinci çocuğu Muhsin’i de, babasının ölümünden sonra, evine, (Risalet evine) yapılan saldırı sonucu düşük yaptı. Muhsin bu mücahide ve şehit ananın, babasının ölümünden sonra, babasının mesajını sapmalardan ve tahriflerden korumak uğruna verdiği mücadeleye armağan edilmiş ilk kurban oldu. Hz. Fatıma (s.a) en zor zamanlarda ve en kritik durumlarda babasının ve kocasının yanında yer aldı. O, çabaları, cihadı, açıklamaları ve Hz. Resul (s.a.a) ün vefatından sonra İslâm’a yardım etme misyonunu kendilerine verilmiş olduğu- Ehl- i Beyt- i Resulü eğitmesiyle İslâm’a yardımcı oldu. Nitekim Hz. Fatıma (s.a) Hz. Resul (s.a.a) ün Ehl- i Beyt’inden, onun vefatından sonra, verdiği acılarla dolu bir mücadelenin ardından ona ilk kavuşan kimse oldu. Hz Fatıma (s.a) müşriklere karşı yapılan cihatta, münafıkların komplo ve plânlarının boşa çıkması amacına yönelik mücadelede aktif rol aldı. Sapıkların karşısına dikildiği gibi, Müslüman kadınların eğitimi alanında da eşsiz bir örnek oldu.. Kahramanlığın, cihadın, sabrın, şehitliğin, fedakârlığın ve akideyi her türlü değerden üstün tutmanın gerçek bir sembolüydü. Bir insanın yükselebileceği, göz kamaştırıcı kemalin doruklarına en kısa bir zaman diliminde, öncekilerin ve sonrakilerin ulularını geride bırakacak bir üstünlüğe erişti.
Ehlibeyt Alimi İlahiyatçı Yazar Behlül Salmanlı