Hac farzı inancı bütün ilahi dinlerde vardır. Her ne kadar yer, mekan, zaman ve ya şekilde değişiklik olsa da ilahi dinlerin tamamında hac mevcuttur. Peygamberlerin (a.s) ve Kuran´ın aktardığına göre insanlık için yerküresinde inşa edilen ilk hane Mekke´de karar kılınmıştır. Bu sebeple Kabe´nin de ilk inşası Hz. Adem´in (a.s) eliyle gerçekleşmiştir. Orası Hz. Adem´e (a.s) Allah tarafından belirtilerek bir hane inşa edilmesi istenmiştir. Sonraları Nuh tufanında toprak altında kalan Kabe tekrar inşa edilmiştir. Bu defa inşa eden ise baba oğul olan iki peygamber Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İsmail´dir (a.s). Kabe inancın bir merkezi olarak yerini her zaman korumuştur. Sonraları yine tahrip olmuş, yıkılmış yahut restore edilmesi gerekmiştir. Hakeza Peygamberimiz zamanında da yeniden inşa edilmesi gerekmiştir. Dini metinlerin aktardığına göre yeryüzünün ana toprağı olarak da kabul edilir.
Hac merasimi meşakkatli bir ibadet olarak ön plana çıkmaktadır. Bu farzı yerine getirmek için yolculuk yapmak ve yine bu amelin içerisinde bulunan çok sayıda farzı doğru bir şekilde yapmak gerekir. Ancak genel anlamda baktığımız zaman herkesi bir araya toplayan ve herkesi eşit dereceye indirgeyen bir yapıya sahiptir. Makam sahipleri, zenginler, fakirler, tüccarlar, işçiler vs. toplumdaki tüm unvanlar bir araya gelir ve eşit olarak bu ameli yerine getirirler. Aslında Kabe tüm makam ve unvanları bir kenara bıraktırarak hac farzını yerine getirdiğimiz mekandır. Herkesin sadece Allah´ın kulu olarak yaptığı ve belirli bir zaman geçirdiği farzdır.
Hac merasimi yine merkeziyeti Allah edindiren bir yapıya sahiptir. Hac zikirlerinde var olan zikirlerle de görülen şudur ki hacılar Allah´a doğru yöneldiklerini, onun bir eşi ve ortağı olmadığını ve mülkün sahibinin tamamen o olduğunu sürekli olarak beyan ederler. Bu şekilde de hacda hayatın merkezine Allah´ı koyan bir yapı görülmektedir.
İhrama girilmesi ve ihramdayken dünyevi her şeyden uzaklaşılması haccı tamamen manevi bir havaya bürümektedir. Mesela ihram halindeyken aynaya bakmak bile yasaklanmıştır. Yani dünyayı bir kenara bırakıp tamamen maneviyata ve ahirete odaklanmalıdır. Hacılar bu şekilde Allah´ın huzuruna çıkarak dünyayı yok saymaktadır. Arafat´ta beklemek aynı şekilde mahşer gününü hatırlatan bir bekleyiştir.
Özet olarak Kabe ve Hac merasimi peygamberlerin, enbiyanın ve evsiyanın mirasıdır. Onların getirdiği hak dinin mesajlarını içermektedir. Her anında ve amelinde Allah´ın mesaj ve ayetleri görülmektedir. Allah hacca gidecek olanların haclarını kabul olunmuş haclardan karar kılsın. Hacca gidemeyenlere de nasip eylesin inşallah.