Kuran-ı Kerim´de ve hadislerimizde yüce Allah bizi her daim kendisiyle, Peygamberle (s.a.a) ve İmamlarla (a.s) irtibat içinde olmaya davet etmiştir. Bir insanın Allah´la irtibat içinde olması ya da Resulullah ile irtibat içinde olması ve ya zamanının imamıyla irtibat içinde olması, onun hak yolda ve sırat-ı müstakimde olmasıyla mümkün olur. Allah ve Allah´ın halifeleriyle irtibat içinde olmak, kişinin imanını güçlendirir ve onu yakin ehli etmiş olur. Allah´la ve Allah velileriyle irtibatı kesmek, insanın nefsine ve şeytana tabii olmasının sonucudur.
Bizi Allah´tan ve Allah sözcülerinden uzaklaştıran manevi olarak kirlenmemizdir. Bizi peygamberle ve Allah´la irtibat noktasında ileriye taşıyacak ve bu irtibatı bilgi, inanç ve iman üzerinde sağlayacak öncü, zamanımızın ve asrımızın imamıdır. Bu mukaddime ile bu gerçeği ve hakikati anlamamız ve idrak etmemiz gerekiyor ki İmam-ı Zaman´la (a.s) irtibat, hedefimize ulaşmaktır, Allah´a gerçekten kul olmaktır. Peygamber´e (s.a.a) samimi bir ümmet olmaktır. İmam Mehdi´den (a.s) kopuk ve bağlantısız yaşamak, sonu ve hedefi belli olmayan bir yolun yolcusu gibidir.
Bu arz ettiğimiz kısa açıklamayla birlikte bizi İmam Mehdi (a.s) ile irtibata ve diyaloğa davet eden birçok hadis ve ayet-i kerime vardır. Biz burada bu ayet-i kerimelerden birini, hadislerin izahıyla birlikte siz değerli kardeşlerimizle paylaşacağız. Al-i İmran suresi 200.ayette yüce rabbimiz şöyle buyuruyor; ‘Ey iman edenler! Sabredin; sebat gösterin; irtibatta olun ve hakkı savunun ve Allah’tan sakının ki saadete erebilesiniz.’
Bu ayetin mesajları;
1-İmam Cafer-i Sadık (a.s) bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur; ‘Vaciplere karşı sabırlı olun. Hadise ve müşküller karşısında sabırlı olun. Kendi imamlarınızı savunun.’
2-İmam Muhammed Bakır (a.s) bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle buyurmuştur; ‘Allah´ın vaciplerini yerine getirmekte sabırlı olun. Düşman karşısında sebat gösterin. Beklediğiniz imamı takip edip, onunla irtibat içinde olun.’
3-Bu ayette çeşitli hadise ve musibetler karşısında birkaç kez sabırlı olmamız tavsiye edilmiştir. Müminlerden şahsi sıkıntıları ve heva ve hevesleri karşısında sabırlı olmaları istenilmiştir. Kafirlerden ve düşmanlar tarafından yapılan saldırılar karşısında daha fazla mukavemet gösterip, sabredilmesi istenilmiştir. Coğrafi sınırlarımızın korunmasında düşman karşısında, fikri ve itikadi sınırların korunmasında ilmi tartışmalarla, vesvese ve fısıltı saldırıları karşısında kalbimizin sınırının korunmasıyla çalışmamız istenilmiştir.
4-İslam, irtibat dinidir. İnsan Allah, Peygamberler (a.s), İmamlar (a.s) ve halkla irtibat içinde olmalıdır.
5-Bizim bütün alanlarda sabrımız ve irtibatımız takva esası üzerine olmalıdır. İmamımızla (a.s) diyaloğumuz ilmi, duygusal ve ameli olmalıdır. Yani imamımızı aklımızla ve fikrimizle tanımalıyız. Kalbimizle ona karşı duygu besleyip, ihlasla onu sevip, aşık olup itaat etmeliyiz. Ameli olarak da onun emirlerine kulak vermeliyiz.
6-İmam Mehdi´yle (a.s) diyalog içerisinde olmak için önce onu tanımak gerekiyor. O zaman duygusal bir bağ kurabiliriz. O duygusal bağı kurduğumuz zaman da ona her daim selam vermemiz gerekiyor. Örneğin; ‘Esselamu aleyke ya sahib´ez-zeman’ dememiz gerekiyor.
7-Bizim İmam Mehdi´yle (a.s) diyalog içerisinde olmamız bize değer verir. Aynı kağıt paradaki ip gibi. O kağıdı değerli kılan şey, onun içinde olan ince iptir. O ip çıkarıldığı zaman para görünümünde bir kağıt kalmış olur. O kağıdın para olduğunu ispat eden o iptir. Bizi de değerli kılan şey imamla (a.s) beraber olmamız ve onunla bağlantılı olmamızdır.
Evet yaptığımız bu açıklamayla birlikte bir Müslüman ve mümin olarak, günlük yaşamımızda önemsememiz gereken en önemli şeylerden biri, gün içerisinde Allah´ın velisi İmam Mehdi (a.s) ile kısa da olsa bir irtibat sağlamamızdır. Ona selam vermemiz, onun hakkında dua etmemiz ve ya onu düşünmemizdir. Bunlar bizim imanımızı ve maneviyatımızı güçlendiren şeyler olur ve ilahi vazifeleri doğru bir şekilde yerine getirebilmemiz için yardımcı olur. Allah sahibimizin zuhurunu acil buyursun. Bizi de o hazreti tanıyıp, onunla irtibat içinde olan müminlerden karar kılsın.
Hasan Karabulut