İMAM ALİ NAKİ (A.S) VE SORULARA CEVAPLAR
Abbasî halifesi olan Mütevekkil, mümkün olan her yolla İmam Hadi (a.s’)a eziyet ediyordu. Bazen etrafındaki kimselere, İmam Hadi (a.s)’ı mağlup edebilmek için O’na çok zor sorular sormalarını emrediyordu.
Bir gün İbn-i Sikkit’e [86] şöyle dedi: “Benim huzurumda İbn’ur-Rıza’dan (İmam Hadi’den) bir takım zor sorular sor.”
İbn-i Sikkit de İmam (a.s)’a şöyle bir soru sordu:
“Neden Allah-u Teâlâ Hz. Musa’yı asayla, Hz. İsa’yı sağırlara, körlere, abraş hastalığına yakalananlara şifa vermek ve ölüleri diriltmekle, Hz. Muhammed (s.a.a)’i de Kur’an ve kılıçla peygamberliğe seçmiştir?”
İmam (a.s) şöyle cevap verdi: “Allah-u Teâlâ halkın arasında ilim ve sihir yaygın olduğu bir dönemde Hz. Musa’yı asa ve yed-i beyzayla (beyaz ve parlayan elle) gönderdi. Hz. Musa da, onların sihirlerine galip gelmek için aynı türden bir takım mucizeler onlara getirdi.
Hz. İsa’yı, sağırları, körleri ve abraş hastalığına yakalananlara şifa vermek ve ölüleri diriltmekle göndermesinin sebebi de, o zamanda halkın tıp ilmi açısından güçlü olmalarından kaynaklanıyordu. Hz. İsa bu mucizelerle, Allah’ın izniyle onlara galip oldu.
Hz. Muhammed (s.a.a)’i de Kur’an ve kılıçla peygamberliği meb’us kılmasının sebebi ise, o asırda şiir ve kılıcın yaygın olmasından dolayıdır. Peygamber (s.a.a) ışık saçan Kur’an ve keskin kılıçla onların şiir ve kılıçlarına galip oldu.”
İbn-i Sikkit sonra şöyle bir soru yöneltti: “Şimdi halka hüccet nedir?”
İmam (a.s) cevabında şöyle buyurdu: “İnsanın aklıdır. Zira insan akıl vasıtasıyla, Allah’a yalan isnat edeni tanır ve onu tekzip eder.”
Kaynak: Bihar, c. 50, s. 164