Öncelikle, Suriye’de yaşananların bir Amerikan ve Siyonist ortak planının ürünü olduğundan şüphe edilmemelidir. Ana faktör, asıl komplocu, asıl planlayıcı, karar merkezi Amerika ve Siyonist rejimdir. Bu konuda elimizde birtakım kanıtlar bulunmaktadır; bu kanıtlar, insanın şüphe duymasına yer bırakmamaktadır.
Bu olaylardan biri, onların bu meseleye yönelik davranışlarıdır. Örneğin, bir ülkede, hatta siz o ülkenin hükümetiyle hemfikir olmasanız bile, bir savaş meydana geliyor ve iki grup birbirine saldırıyor. Bu tür olaylar her yerde olabilir. Peki siz neden müdahil oluyorsunuz? Gelen bilgilere göre, Siyonist rejim Suriye’de üç yüzün üzerinde noktayı bombalamış! Neden? Eğer bu olaya dahil değilseniz ve olayın planı size ait değilse, o zaman oturup izleyin. İki grup birbiriyle savaşıyor. Sizin bu savaşa müdahale edip üç yüzün üzerinde noktayı bombalamanızın amacı nedir?
Amerikalılar da kendileri açıkladı—tabii bu sayı dünden önceydi, belki daha fazlası da olmuştur—yetmiş beş noktayı bombaladıklarını söylediler! Üstelik bombaladıkları bu noktaların bir kısmı Suriye’nin altyapı merkezleriydi; öyle kolayca inşa edilemeyecek, büyük emek gerektiren yerlerdi. Örneğin, havaalanları, araştırma merkezleri ve bilim insanlarının yetiştiği yerler gibi. Bunlar bir ülke için kolayca elde edilebilecek şeyler değildir. Peki, neden Siyonist rejim ve Amerika bu olaya dahil oldular, savaşın bir tarafı oldular ve ülkeyi bombalamaya başladılar? Üç yüz dört yüz noktayı bombalamak küçümsenecek bir şey değildir.
Siyonist rejim bunun yanı sıra Suriye topraklarını işgal etti; tanklarını Şam’a kadar yaklaştırdı. Yıllardır ellerinde tuttukları, Şam’a ait olan Golan bölgesinin yanı sıra şimdi de diğer bölgeleri ele geçirmeye başladılar. Amerika, Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerinde bu tür olaylar karşısında bir metre ya da on metre toprağa bile hassasiyet gösteren hükümetler ise sadece sessiz kalmıyor, itiraz da etmiyor, hatta destek veriyorlar. Bu olayın arkasında onların olduğunu anlamak zor değil.
Seyyid Ali Hamaney – 11.12.2024