İlahi dini tanımak en önemli vazifemizdir ve bu dinin tanınması için Allah bize akıl vermiştir. Ve Peygamberler (a.s) göndermiştir. Allah dinini de bu peygamberler vasıtasıyla, insan aklını muhatap alarak tanıtmaya çalışmıştır. Tarih boyu ilahi dini tanıdığını ve o dinde olduğunu iddia edenlerin sayısı çok olmuştur. Ancak gerçek anlamda iddia ettikleri gibi bir karaktere sahip olup olmadıklarının en önemli göstergesi, onların amelleri ve işleri olmuştur. Bu nedenle dindarlık iddiasında bulunanların birçoğu iddialarını ispat edecek amele sahip olmamışlardır. Yaptıkları işler iddialarının aksini ispat etmiştir. Yani onların ilahi dinin dışında olduklarını göstermiştir.
Salih amel dediğimiz yaşamımızın her alanında meşru olan ve Allah´ın rızası olan işleri yapmaktır. Bu şekilde hayatlarını sürdürenler gerçek dindardırlar. İddia etseler de etmeseler de dindardırlar. Hz. Peygamberimizin (s.a.a) zamanından günümüze kadar maalesef dindarlık iddiasında bulunan çok olmuş ama dindarlığını kanıtlayan salih amel sahibi hep az olmuştur. Dindarlık ilahi hükümleri yerine getirmektir. Dindarlık sosyal yapıda adaletin ve hukukun korunmasıdır. Herkesin hakkının verilmesidir. Zulme ve zalime karşı çıkmaktır. İslam düşmanlarının ve küfrün karşısında dik duruştur.
Bugün dindarım diyerek İslam´ın gerçek düşmanı olan Amerika ve İsrail´le birlikte hareket edenler, Muhammedi bir İslam içerisinde olamaz ve İslam dünyasına bunların faydası yoktur. Amerika ve İsrail´den beslenenler Müslümanların değil, Amerika ve İsrail´in çıkarlarının korunması için bekçilik yapan ve büyük bir gaflet içerisinde kendilerini onlara feda edenlerdir. Bugün İslam dünyasında Müslümanları ve Müslümanların değerlerini hedef alan Amerika´nın eğittiği birçok mücahid unvanında gezen insan, böyle bir dindarlık yapısı içerisindedir. Bundan dolayı sözümüzü şu cümleyle özetliyoruz; Muhammedi olanlar Müslümanlarla beraber hareket edenlerdir. Müslümanlarla beraber olmayıp küfürle hareket edenlerin dindarlık iddiası bir yalandan ibarettir.
Hasan Karabulut