İnsanın Topluma Karşı Sorumluluğu
İnsanın sorumlu bir varlık olduğunu her birey bilmektedir. Yüce yaradan insanın karşılaştığı ve yaşadığı her şeye karşı sorumlu olduğunu belirlemiştir. Yani insanın sorumluluk alanı çok geniş ve çok çeşitlidir. Bu sorumluluk alanlarından birisi, insanın yaşadığı topluma karşı olan sorumluluğudur. Toplum içerisinde o toplum için bir takım toplumsal kaide ve kurallar vardır. Bunlara uymak ve bunların gereğini yerine getirmek topluma karşı olan en önemli vazifelerimizden birisidir. İçinde bulunduğumuz ve ya yaşadığımız toplumun ideolojisi ve inancı ne olursa olsun, bizim o topluma karşı vazifemiz vardır.
Bu vazifelerin en önemlisi ahlaki vazifelerdir. İçinde bulunduğumuz toplum Müslüman bir toplum olmasa bile o toplumda insani değerleri yaşatma adına, o topluma karşı güzel bir ahlak ve davranış içerisinde olmamız gerekmektedir. Çünkü yüce yaradan insanoğlunu saygın bir varlık kıldığını beyan buyurmuştur. İşte bundan dolayı biz de insanoğlunun kerametine ve saygınlığına yakışır bir biçimde davranışlarımızı, hal ve hareketlerimizi düzenlememiz gerekiyor. Örneğin tarihte şöyle geçmektedir. Hz.peygamberimiz (s.a.a) ashabıyla birlikte bir yerde oturmuşlardı. O esnada o bölgeden bir cenaze götürülüyordu. Hz.peygamberimiz (s.a.a) cenazeyi gördüğü zaman o cenazenin hürmetini korumak için ayağa kalktı. Peygamberimizin ashabı şöyle dedi; ‘ Ya Resulullah, Bu cenaze Müslüman değil, Yahudi cenazesidir.’ Peygamberimiz (s.a.a) ise şöyle buyurdu; ‘Ben onun inancı için değil, bir insan olduğu için ayağa kalktım.’
Evet, dostlar bir insanın cenazesine bu şekilde saygı gösteren peygamberimizden almamız gereken en önemli ders ve ibret şudur ki toplumun bireylerine kim olursa olsun saygı göstermeliyiz.
Toplumsal sorumluluklarımız içerisinde, toplumu ileriye taşıyan kültürel meselelerde, insanları huzur ve barış içerisinde yaşatacak konularda, toplumun sağlığını sağlayacak çevresel ve bölgesel konularda, toplumun fikir ve düşüncesini ileriye taşıyacak toplumsal bilgi meselelerinde, biz de üzerimize düşeni yapmalıyız.
Örneğin sokakları, caddeleri, evlerimizin önünü kirletmeyip temiz tutmak, toplumsal bir sorumluluktur. Çevreye çer çöp atarak, hele hele mikroplu ve ya kimyasal şeyleri ister denizlere ister yol kenarlarına ya da parklara bırakarak, insan sağlığını tehdit edecek işlerden kaçınmamız gerekiyor.
Bu hususta çok mükemmel bir fıkhi örnekle konumuzu sonlandırmış olalım. İmam Humeyni (r.a) Paris´e gittiği zaman oradaki bir kısım ehlibeyt dostları imam için bir kurban kesmişler. Bu kurbanı sokakta kesmişler. Kurban etinden yemek yapıp İmam Humeyni´ye ikram ettikleri zaman, imam o yemekten yememiş. Ve şöyle söylemiş; ‘Fransa kanunlarında sokakta hayvan kesmek yasaktır. Bu toplumsal bir kural ve uyulması gerekilen bir meseledir. Siz burada bu kurala uymadığınız için ben bu yemekten yemeyeceğim.’
Evet, İmam bulunduğu ülkenin gayrimüslim olmasına rağmen o ülkenin ve toplumun her açıdan hukukuyla alakalı olan kurallarının yaşatılması için o kurallara uyulmasının gerekli olduğunu beyan etmiştir. Bizlerinde imamın bu örneğinde beyan edildiği gibi bulunduğumuz ortamda toplumumuzu bu şekilde koruyan kaide ve kuralları bilip onlara uymamız, toplumsal sorumluluklarımızdan birisidir.
Hasan Karabulut