11.İmamımız, İmam Hasan Askeri (a.s) imamlar içerisinde en az yaşayan imamdır. 28 yaşında şehit olmuştur. İmam Hasan Askeri (a.s) 2 ve ya 3 yaşlarındayken babası İmam Ali Naki (a.s) ile birlikte sürgüne zorlanmıştır. Abbasi halifesi bu ilahi hüccet ve kılavuzları Medine´den Bağdat´a getirtmişti. İmam Hasan Askeri (a.s) bu küçük yaşındayken babasıyla birlikte ömrünü ya hapiste ya da dışarıda gözaltı hapsinde geçirmiştir.
Babası İmam Ali Naki (a.s) şehit olduğunda 22 yaşındaydı. Bu yaşta İmamet ve Vilayet makamını üstlenmiş oldu. 28 yaşına kadar yani 6 yıllık bir süre içerisinde Allah´ın hücceti olarak islam dünyasına ve insanlığa imam ve kılavuz olmuştur. Sonuç olarak Abbasi halifesi Mu´temid tarafından, 260 hicri Rebi´ül-evvel ayının 8.günü zehirlenerek şehit olmuştur.
Bu makalemizde iki noktayı siz değerli okuyucularımızla paylaşmış olacağız.
1-Toplumun başına geçen hilafet ve saltanat makamına oturanlar neden imamları şehit ediyordu?
Çok net olarak tarih bu korkunun sebebini ortaya koymuştur. Onların asıl korkusu, onların makam ve koltuklarını sarsacak şeyin bilgi, düşünce, kültür ve din olduğunu gördükleri içindi. Kültürlü, bilgili ve gerçek manada dindar bir toplum saltanatı kabul etmez. Zulme baş eğmez. Zulüm yapan idareciyi de başta tutmaz. Öyle bir bilinçli ve şuurlu toplumun yetişmesi yüce islam dinini tanıyıp yaşamalarına bağlıdır. Bir toplumun dini doğru tanıyıp yaşaması da sadece o dinin gerçek önderleriyle mümkündür. 11 imamın hayatı boyunca insanlık bunu bizzat tecrübe etmiştir ki; İmamların etrafında toplananlar ve onları izleyenler, toplumda sosyal adaletin, hukukun, islami ve insanı değerlerin yaşaması ve yaşatılması için mücadele etmişlerdir.
Bundan dolayı ister Emevi ister Abbasi yahut bunların emsali olan makam sahipleri, imamların etrafına her daim duvar çekmişlerdir. Böylece toplumların imamlarla görüşmesini, buluşmasını ve konuşmasını engellemişlerdir. İmamın etrafına duvar çekmek aslında kuranın ve islamın etrafına duvar çekmektir. Yani islam ve kuranın doğru anlaşılmasına, yayılmasına ve yaşanmasına engel olmuşlardır. Bunun canlı örneğini imamların tamamının hayatında görmekteyiz.
Mesela İmam Hasan Askeri´nin (a.s) katili olan Abbasi halifesi Mu´temid, ya da ondan önceki Abbasi halifeleri halkın imama ulaşmasını engellemişlerdir. Bununla birlikte imamın toplum içerisindeki itibar ve şahsiyetinin ne kadar büyük ve etkili olduğunu biliyorlardı. Bundan dolayı da imamın varlığından ve vücudundan kendi geleceği ve koltuğu için korkup çekiniyordu. Sonuç olarak imamın öldürülmesine karar veriyor ve böylece kendi geleceğini güvence altına almış oluyordu.
2-İmam Hasan Askeri´nin (a.s) dönemi gerçekten baskının, korkunun ve tehdidin hakim olduğu bir dönemdir.
İnsanlar en basit dini vazifesini bile sormaktan kaçınıyordu. Böyle bir baskı ve korku ikliminde imam Hasan Askeri (a.s) iki önemli noktada hassasiyet göstermek zorundaydı.
Birincisi, o gün gerçek manada mümin olup ehlibeyti takip eden ve sayıları az olan şahsiyetlerin canını korumak ve onlara gelecek tehlikeleri onlardan uzaklaştırmaktı.
İkincisi ise daha önemli olan, Hz.Peygamberimizin (s.a.a) ve masum imamların (a.s) müjdesini verdiği, islam dünyasının ve semavi kitaplara inanan toplumların yolunu beklediği son ilahi hüccetin canını korumasıydı. İmam Mehdi´nin (a.s) geleceğini tehlikeye atmayacak şekilde dikkat etmesi gerekiyordu. Çünkü peygamberimizden sonra islam toplumunda islamı dünyaları için kalkan olarak kullanan saltanat sahibi insanların en çok korktukları şey imam Mehdi´nin (a.s) dünyaya gelmesi ve onun toplum başına geçmesiydi. Bu konu 11.imam olan İmam Hasan Askeri´nin döneminde daha fazla gündemdeydi. Saltanat yanlılarının gece gündüz üzerinde konuşup takip ettikleri şeylerden biri 12.imamın dünyaya gelip gelmemesi konusuydu. Bu kadar çabaya rağmen Allah son hüccetinin aynı Hz.Musa (a.s) gibi dünyaya gelmesini sağlamış daha sonra da onun yetişip, gayb perdesine çekilerek, dünyanın ona hazırlanıp Allah´tan istemesini beklemektedir.
Allah dünyanın zuhurunu beklediği adalet elçisi imam Mehdi´nin (a.s) zuhurunu bütün insanlık için acil buyursun.
Hasan Karabulut