Fedakarlık, insanın kendi hakkından vazgeçip başkalarına öncelik tanımasıdır ve ya hakkı olan bir şeyi ihtiyacı olduğu halde başkalarına vermesidir. Kuran ve Ehl-i beyt kültüründe fedakarlığın büyük bir önemi vardır. Bu noktada bir çok ayet ve hadis mevcuttur. Fedakarlığın en mükemmel örneği Ehl-i beyt´in (a.s) kendisidir. Kuran-ı kerim´de bakara suresi 207. ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: İnsanların öylesi de var ki Allah rızasına nail olmak için adeta kendisini satar, Allah rızasını alır. Allah kullarını pek esirger.
Bu ayet-i kerime, peygamberimizin (s.a.a) Mekke´den hicret ettiği gece, peygamberin yatağında yatarak onun canını kurtaran İmam Ali´nin (a.s) fedakarlığını açıklamıştır. O gece peygamberi öldürme kararı alan Mekkeliler peygamberin evini kuşatma altına almışlardı. Peygamberimizin bu konuyu İmam Ali´ye bildirmesiyle, İmam Ali seve seve peygamberin yatağında yatarak onun canını kurtarmıştı. Bu büyük fedakarlığı yüce Allah övgüyle Kuran-ı kerim´e yansıtmıştır.
Fedakarlık, insanın en önemli faziletlerinden ve karakteristik özelliklerinden biridir. Fedakar insanlar gerçek anlamda insanlığı yaşatanlardır. Onlar toplumlarda değerlerin var olma sebebidir. Fedakar insanlar, insanların huzura, refaha ve mutluluğa erme vesilesidir. Fedakar insanlar toplumda ahlakın, maneviyatın ve hak akidenin korunmasını sağlamıştır. Yüzünü tamamen dünyaya dönmüş materyalist ve emperyalist güçler, insan yaşamından fedakarlığı çıkarmak istemektedirler. İtikadı, inancı ve coğrafyası ne olursa olsun hedefi sadece dünya ve maddiyat olan insanlar toplumda haksızlık, gasp, zulüm ve sömürme vesilesi olmuştur. Maalesef yaşadığımız bu zamanda islam dünyasında da maddecilere benzer bir durum ortaya çıkmıştır. Böyle bir hastalığın tedavisi yine Ehl-i beyt´e yönelmek ve Ehl-i beyt´e yürümekle mümkün olacaktır.
İmam Hüseyin (a.s) insanlık tarihinde hiçbir insanın ulaşamadığı en büyük fedakarlığı ortaya koymuştur. Canını, evlatlarını, sevenlerini insanlığın cehalet ve sapkınlıktan kurtulması için feda etmiştir. Bu uğurda kadınlarını, bacılarını, kızlarını ve Ehl-i beyt´e gönül veren şehit ailelerini esir vermiştir. Bu büyük fedakarlık örneği 10 muharrem aşura gününde başlamış, Hz.Zeynep (s.a) ve İmam Zeyn´ul Abidin´in (a.s) öncülüğünde büyük zulüm ve acılara tahammül ederek zirveye varmıştır. İmam Zeyn´ul Abidin ve Hz.Zeynep, hüseyni fedakarlığı tamamlamış ve tekmil etmiştir. Aşura, İmam Zeyn´ul Abidin ve Hz.Zeynep´ten ibret alan Müslümanlar, bugün bu fedakarlık ruhunu yeniden ihya edip, yaşayıp ve yaşamaktadırlar.
Irak halkının, İmam Huseyin´in ziyaretçilerine karşı yaptığı fedakarlık, gerçekten de övgüye layık bir durumdur. Irak halkı kendilerinin ihtiyacı olduğu halde, ekmeklerini ve aşlarını, İmam Hüseyin´in ziyaretçilerine sunmaktan haz duyuyorlar. İmam Hüseyin´in ziyaretçilerine karşı yapılan bu fedakarlık sadece ekmek ve aşla sınırlı değil. Yediden yetmişe evleriyle, arabalarıyla, mallarıyla ve bedenleriyle Hüseyin ziyaretçilerine hizmet etmek için yarış halindedirler. Bu fedakarlık ruhunu gören erbain ziyaretçileri gerçekten kendilerini yenileme ve bir nebze de olsa maddiyattan uzaklaşıp maneviyata ve insani değerlere yönelmeyi kendileri için bir görev bilmektedirler.
İmam Hüseyin´in (a.s) Erbain´i bütün dünyaya fedakarlık dersi vermektedir. Bu fedakarlık örneğini İslam ve Ehl-i beyt adına bütün dünyaya tanıtmamız en önemli vazifelerimizden biri olmalıdır. Bugün islamın temiz ve güzel çehresini lekelemeye çalışan islam düşmanları, Müslümanların içinden ayırıp, yetiştirdikleri Işid ve Taliban canileriyle, islamı bir başka şekilde tanıtmaya çalışıp islamafobi oluşturuyorlar. İslamın doğru tanınmasını engellemek için erbain yürüyüşünü gizli tutmaya çalışıyorlar. Oysaki kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Hasan Karabulut