GERÇEK ÂLİM İLE BERABER
İmam, Türkiye’ye sürgün edildiği zaman sürgünde olmasına rağmen Türkiye’ye girer girmez kâğıt kalem istemiş ve Türkçe öğrenmeye başlamıştı. Bu konu İran rejimini bayağı tedirgin etmişti zira onlar İmam’ın hareketlerini en ince ayrıntısına kadar inceliyorlardı ve imamın niçin bu kadar acele Türkçe öğrenmek istediğini merak ediyorlardı. İmam, Türkiye’de öyle bir iş başardı ki Ehl-i beyt uleması tarihinde bunun bir eşi ve benzeri yoktu. Zira İmam, Türkiye’de “Tahriru’l Vesile” adında bir kitap yazarak İslam’ın ibadet boyutundaki hükümleri ile siyasi boyutundaki hükümlerini birleştirerek yazdı ve o kitapta İslam âlimlerinin küfür düzeni karşısındaki konumunu şöyle belirtiyor “Eğer bir İslam âlimi hâşâ küfür düzenine yakınlaşırsa (onun emri altına girerse) o fasid bir âlimdir, kandırılmış ve satılmıştır” İmam halkı bu gibi âlimler karşısında sürekli aydınlatıyordu.