İBADETİN GENEL TANIMI
İbadet kulun, tevazu, alçak gönüllülük, tam bir bağlılık ve teslimiyet hali ile Allah’ın karşısında boyun eğmesidir.
İBADET: YARATILIŞIN HEDEFİ
Yaratılışın hedefi ibadettir: ‘Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım.’ (Zariyat, 56).
Peygamberler de insanları ibadete yönlendirmek için gönderilmiştir: ‘Şüphesiz biz her ümmete Allah’a ibadet edin ve tağutlardan uzak durun diye peygamberler gönderdik.’ (Nahl, 36)
Varlıkların ibadet için yaratılmaları ve peygamberlerin insanları ibadete yönlendirmek için gönderilmeleri ibadetin önemini ve gerekliliğini ortaya koymaktadır.
ALLAH’IN İBADETE İHTİYACI VAR MI?
Allah’ın ibadete ihtiyacı yoktur. Buna rağmen Allah’ın ibadete emretmesinin nedeni insanın ona ihtiyaç duymasından dolayıdır. Örneğin bir öğrenci ders okuduğu zaman bunun öğretmene değil kendisine faydası vardır. Allah’a ibadet etmek de bunun gibidir. Yani insan Allah’a ibadet ederse bunun Allah’a değil kendi dünya ve ahretine sayısız faydası olacaktır.
İmam Hasan (a.s) buyuruyor: Yüce Allah farzları size, kendisi ihtiyaç duyduğundan dolayı farz etmedi. Bunu size olan rahmetinden dolayı yaptı. Bu şekilde kötü ile iyi birbirinden ayrılacaktır… İşte haccı, umreyi, namazı, zekâtı, orucu ve velayeti bunun için farz etti. (Vesailu’ş-Şia, 1/21)
İBADETİN NEDENLERİ
İnsana ibadet etmeye iten nedenler şunlardır:
1- Allah’ın Azameti
İnsan kendi yaratılışına ve maddi aleme dikkatlice baktığında Allah’ın azametini açıkça görecektir. İnsan bedenindeki sistemler, yeryüzünde ve gökyüzündeki varlıklar hayret ve hayranlık verecek bir yaratılışa sahiptirler. Allah’ın azametini gören insanda bir küçülme ve baş eğme hissi doğar. Bu da onu Allah’a ibadet etmeye iter. Bunun yaşantımızdaki benzeri insanın tıp, mühendislik, spor vs. dallarda uzman ve yetenekli olan biri karşısında kendisini küçük görmesi ve tevazu etmesi gibidir.
2- İnsanın Muhtaç Bir Varlık Olması
İnsan muhtaç bir varlıktır. Yaratılmaktan tutun ömür, sağlık, rızık vs. her şeyde muhtaçtır. İnsan bütün bu ihtiyaçlarını gidermekte acziyet içinde olduğundan onları giderecek bir varlığa muhtaçtır. O varlık da yalnızca Allah’tır. İnsan Allah’a muhtaç olduğunu görünce Allah’a ibadet etmeye yönelir.
Kur’an buyuruyor: Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hamda layık olandır. (Fatır, 15)
İmam Rıza (a.s) buyuruyor: Allah Teâlâ, zevale erenlerle zail olmaz, değişime uğrayanlarla değişmez, dönüşenlerle dönüşmez. Her şey onun kudret elindedir ve her şey ona muhtaçtır, o hiçbir şeye muhtaç değildir. (Kafi, 1/132)
3- Nimetlerin Farkında olmak
İnsan sayısız nimetlerle kuşatılmıştır. Aklın hükmü, nimetler karşısında teşekkür etmeyi gerektirir. Bütün bu nimetleri verenin yalnızca Allah olduğunu bilmek ve Allah’ın verdiği nimetlerin farkında olmak, insanın içinde Allah sevgisini çoğaltır. Bu sevgi ise insanı ibadet etmeye sevkeder. Ehl-i Beyt İmamları (a.s) münacatlarına genellikle Allah’ın verdiği nimetleri anmakla başlamışlardır.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin… Öyle bir Rab ki yeryüzünü size döşek, gökyüzünü tavan etmiştir. Gökten su indirir, onunla size rızık olsun diye meyveler yetiştirir… (Bakara, 21-22)
4- Fıtrat
İbadet hissi, insan fıtratının yani yaratılışının bir parçasıdır. Bu his insanın içinde her zaman var olduğundan kimse ondan kaçamaz. Ama onun doğru bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Eğer doğru şekilde yerine gelmezse o zaman insan taşa, ağaca, aya, güneşe, ineğe, paraya, kadına vs. tapmaya başlar: ‘Bizi doğru yola hidayet et.’ (Fatiha, 6)
Bunun misali kendi başına kalan bir çocuğun yemek yerine toprak, çamur gibi şeyler yemesi ve bundan haz alması gibidir.
Doğru ibadet şekli Allah’a yapılan ibadettir. Çünkü ondan başka hiçbir şeye ibadet edilemez:
‘Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.’ (Fatiha, 5)
İbadet fıtri olduğundan Peygamberler insanda ibadet hissini uyandırmaya değil, doğru şekilde ibadet etmeyi göstermeye geldiler. Kur’an-ı Kerimde ibadetle ilgili ayetlerin çoğu ibadetin kendisine değil, ibadette tevhide yöneliktir. Çünkü insanda ibadet ruhu zaten vardır.
Hz. Ali (a.s) buyuruyor:
‘Yüce Allah, Muhammed’i (s.a.a) hak üzere gönderdi ki putlara tapan kullarını kendi ibadetine yönlendirsin.’
4- Aklın İbadete Hükmü
Aklımız da Allah’a ibadet etmeye hükmetmektedir. Zira Allah’ın birliğine, Allah’la kendi aramızda bir irtibat olduğuna, onun bizi yarattığına, hiçbir şeye muhtaç olmadığına ama bizim ona muhtaç olduğumuza, onun güçlü ve kudretli ancak bizim zayıf olduğumuza inandıktan sonra akıl, mutlak kudret ve tüm hayırların kaynağı olan Yüce Allah’ı tazim ve kulluk etmemize hükmetmektedir.
5- Allah’a Yakın Olmak
İnsan Allah’a yakın olmak için yaratıldı. Bu hedefe ulaşmanın en doğru yolu ise Allah’a ibadetten geçer. ‘Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım.’ (Zariyat, 56). Onun için İslam’da farz, haram, müstehap/sünnet ve mekruhlar belirlenmiştir. Allah’a yakınlaşmanın yolu bunları ihlâsla yerine getirmektir. Allah’a yakın olanlar ise büyük manevi makamlara ulaşırlar.
6- İbadet, Peşinden Sevapları ve Nimetleri Getirir
İnsan ibadet ettiği zaman dünya ve ahrette birçok sevaplar ve nimetler elde eder. Örneğin: Günahları bağışlanır, huzur bulur, rızkı çoğalır, imanı sağlamlaşır, takvalı olur, Allah’ın rahmet ve rızalığını kazanır, Allah’a olan şükrünü yerine getirir, izzetli ve kudretli olur, günahlardan korunur, iyilerle beraber olur, yakin makam ulaşır…
Bunlar ancak Allah’a ibadet etmekle elde edilir.
Selam ve saygılarla.
Ehlibeyt Alimi Serdar AYTEKİN