Allah´ın adıyla,
Dünya´da insanların en çok ağladığı kişi kimdir diye sorsalar, yer gök peygamberimizin (s.a.a) ciğer paresinin ismini söyler. Günümüzden ondört asır önce makam ve mülk sevdalıları tekrar tarihin sahnesinde yer alarak, peygamberimizin torunu, İmam Huseyn´i (a.s) şehid ettiler. Müslümanlar bu olayın azameti ve hüznüyle tam ondört asırdır, her yıl, muharrem ayında matem tutmaktadırlar. İnsanların dünyevi sevdaları ve hırsları o kadar şiddetlidir ki onları dinine tabii oldukları peygamberin evladının kanını dökmekten geri koymamıştır.
O´nu şehid edenler tarihte bazen unutuldu bazen de lanet ve çirkinle anıldı. O yüce şahsiyet ise asırlardır rahmet ve güzellikle anılmaya devam etmektedir. Sahip olduğu her şeyi Allah´ın yolunda feda edene, yüce Allah neleri feda etmez ki. O´nun intikamını alacak olan da Allah´ın bizzat kendisidir. Öyle ki Ehl-i beyt (a.s) O´na Allah´ın kanı demiştir. O öyle yüce bir kişidir ki dedesi, babası, annesi, kardeşi, evladı, torunu ve kendisi masumdur. Söylediği söz, Allah´ın sözü, yaptığı her iş yine Allah´ın emridir. İslamın tüm değerlerini yok sayan, hile ve zorlamayla makamında oturan Muaviye´nin oğlu Yezid, İmam Huseyn´in (a.s) de biatını alarak, kendisine ve çirkin amellerine meşruiyet kazandırmak istemiştir. Ancak İmam Huseyn (a.s), Yezid gibi birine biat etmeyerek islamı yaşatmış ve zillete boyun eğmemiştir. Kerbela´da yaşananlar tüm insanlığa verilmiş bir ders olmuştur. Allah için haksıza haksız, kötüye kötü diyebilmek ne büyük bir ameldir ki bu denli izzete tabii olmuştur.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ehl-i Beyt aşıkları muharrem ayına özel amelleri yerine getirmek için hazırlanmışlardır. Ehl-i Beyt´in bu ayla ilgili sözleri ve tavsiyeleri neticesinde, siyaha bürünülmeye, ağıtlar yakılmaya, sineler dövülmeye ve en önemlisi İmam Huseyn´in (a.s) kerbelasının mesajları tüm dünyaya verilmeye başlanmıştır. İmam Rıza (a.s) ‘’Aşura günü her kimin musibet, hüzün ve ağlama günü olursa, aziz ve celil olan Allah kıyamet gününü onun sevineceği ve ferahlayacağı gün karar kılar’’ buyurmuşlardır. O hazretin yasını tutmak bir kurtuluş vesilesi sayılmıştır. İmam Cafer-i Sadık (a.s) ‘’Her kim Huseyn (a.s) hakkında bir beyitlik şiir okur, kendisi ağlar ve on kişiyi de ağlatırsa, O´nun için ve o on kişi için cennet vardır’’ buyurmuştur. Bu ayda O´nun adına düzenlenen meclislerde bulunmak, O´nun davasını sürdürmek ve O´nun yolunda ilerlemek her müslümanın hatta her insanın temel vazifelerinden biridir. Bu vazife öyle bir vazifedir ki amel eden izzet sahibinin izzetinden faydalanır ve kıyamet günü kendisine ‘’Bu Huseyn´in ezadarıdır’’ dedirtir.
Geldi muharrem her gece sinemi dağlarım
Huseyn´im, ölünce de siyahımı bağlarım
Gözüm siyah bayraklara düşünce
Aklıma düşer Kerbelan ağlarım
Ağlarım, aba görünce Ali Ekber´e ağlarım
Ağlarım, serin su içince Ali Asker´e ağlarım
Ağlarım, küpe takınca çocuklar Rugayye´ye ağlarım
Ağlarım, kefen görünce kefensiz bedene ağlarım
Muhammet Sayan