Allah´ın adıyla,
Yüce yaratanın insanlar için sunduğu büyük fırsatlardan biri de hiç süphesiz ramazan ayıdır. Ramazan bağışlanmanın, rahmetin ve bereketin ayıdır. Bu ayda var olan nice görülür ve derk edilir nimetler vardır ki kendisinin önem ve ayrıcalığının ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Hz.Peygamberimiz´in (s.a.a) buyurduğu; “Ramazan ayının hilali gözükünce cehennem kapıları kapanır, cennet kapıları açılır ve şeytanlar zincire vurulur.” (El-Bihar) sözü, bizlere ramazan ayının ayrıcalığını açıkca beyan etmektedir. Bu ayda cennet kapıları açılmış haldedir. Artık kula bağışlanmamak için en küçük bir bahane bile yoktur. İnsanoğlu bu ayda rahatlıkla yaratanın rahmetine mazhar olabilir. Aynı şekilde cehennemin kapılarının da kapalı olması bu ayın bir diğer nimetidir. Çünkü hem cennet kapıları açılmış hem de cehennemin kapıları kapanmıştır. Görünen o ki insanın bu ayda rahmetten başka bir şeye erişmesi özel çaba gerektirmektedir.
Resulullah (s.a.a) bu ay hakkında: “Ramazan ayında bağışlanmayan kimse hangi ayda bağışlanır ?” (Emali´es-Seduk) diye buyurmuştur.
Görüldüğü üzere ramazan, kul için bir fırsattır. Şüphesiz kul bu fırsat rüzgarını yakalamalı ve ondan istifade etmelidir. Bu aydan istifade eden kimse bir daha ki ramazandan daha fazlasını dilemeli, istifade edemeyen kimse ise dört gözle gelecek ramazanı beklemelidir.
İmam Sadık (a.s), Ramazan ayı geldiğinde oğluna yaptığı vasiyetinde şöyle buyurmuştur:
“Nefislerinizi çabalamaya zorlayın. Şüphesiz bu ayda rızıklar bölüştürülür, eceller yazılır ve bu ayda
Allah’ı ziyaret eden misafirlerin adı yazılır. Bu ayda, içinde amel etmenin, bin ayda amel etmekten
daha hayırlı olduğu bir gece vardır.” (El-Bihar)
Ramazan´ın sahip olduğu bu gibi nimetler yanında gözle müşahede edilebilen bir çok nimeti daha vardır. Her yaş ve gruptan olan insanlar bu ayın farklılığını hayatlarında bizzat tecrübe etmektedirler. Ramazan´ın gelişi insanlarda sevince ve gidişi ise hüzne sebep olmuştur.
Bu ayda sofra başında, yaratanın rızası için birleşen aile bireyleri hiç şüphesiz diğer vakitlerden farklı bir havaya bürünmektedirler. Birbirleriyle muhabbetten geri kalmamakta ve ilahi sofrayı paylaşmaktalar.
İnsanlar, gün içinde yemek ve içmekten uzak durmanın bedene sağladığı faydayı birebir tecrübe etmektedirler. Bedenlerinin kendini dinlendirmesi ve daha sağlıklı olması dışında sosyal bir varlık olan insanın, bu işi ailesi ve çevresiyle birlikte yapması, O´nun için psikolojik olarak da bir artı sağlamaktadır.
Öyle ki rahmet, bereket ve mağfiret ayının, nimet ve faydaları her alanda kendi yerini almıştır ve bizler için de birer fırsattır. Yüce Allah bizleri ramazanın orucunda, yiyip içmekten ve diğer sakınılması gereken işlerden uzak duran ve bu ayda bağışlanan kullarından eylesin.
Muhammet Sayan