İmam Musa Kazım (a.s) 55 yaşında hicretin 183. yılında, Recep ayının 25’inde şehadete ulaşmıştır. 7. imamımız İmam Musa Kazım (a.s)’ın şehadet yıldönümünü asrımızın imamı, imam Zaman aleyhisselama o hazreti izleyen bütün dostlarına taziyet arz ediyorum. Bu kısa yazımızda imam Musa Kazım (a.s)’ın şehadet sebebini açıklayacağım. İmam Musa Kazım (a.s)’ın öldürülme desturunu Abbasi halifesi Harunu Reşid vermiştir. Sebebine geldiğimiz zaman Harun Reşid koltuğunu ve makamını koruma adına, koltuğu için tehdit gördüğü her şeyi yok etmeye çalışıyordu. İmam Musa Kazım’ı da, (a.s) koltuğu için bir tehdit görüyordu. Bu konuyu biraz açtığımız zaman Harun Reşid oğlu Emin’in terbiyesi ve eğitimi için şia olan ibni Eş-as’ı seçmişti. Harun’un oğlu Emin’in eğitmeni olan ibni Eş-as, Harun’un veziri Yahya Bermekiyi çok rahatsız ediyordu. Yahya Bermekiyi’ye göre Harun’un ölümünden sonra oğlu Emin halife olacak ve Emin’in halife olması da vezirin makamını kaybetmesine sebep olacaktı. Çünkü Emin güven duyduğu ibni Eş-as’ı kendisine vezir kılabilir endişesini ve korkusunu taşıyordu. Bu hasetin sonucu olarak bir kısım fitne fesat plan ve projeleri ile İmam Musa Kazım’ın (a.s) öldürülmesine yönelik çalışmalar yaptı. Harun Reşid’e her daim, İmam Musa Kazım’ın (a.s) ve onun şiası olan ibni Eş-as’ın aleyhinde propaganda yapıyordu. Harun’u imam Musa Kazım’a (a.s) karşı fitneye tahrik etti. Yahya’nın propagandalarının sonucu olarak Harun, İmam Musa Kazım’ın (a.s) hilafetle ilgilenip ilgilenmediği noktasında ciddi bir araştırmaya girdi. Medine’den İmam Musa Kazım’ın (a.s) öz amcasının oğlu Ali bin İsmail’i Bağdat’a davet etti.
Harun’un mektubu, Medine’de İsmail’e ulaştığı zaman İsmail bu mektubu imam Musa Kazım’a okudu. İmam buyurdu: “Bunun davetini kabul etme, bu bir fitne hareketidir”. Ali bin İsmail, İmam Kazım’ın (a.s) buyruğu karşısında: “Ben Bağdat’a gideceğim, çünkü maddi olarak çok sıkıntım var ve Harun’dan yardım isteyeceğim”. İmam Kazım (a.s) buyurdu ki : “Sıkıntılarını ben gidereceğim ve borçlarını ben üstleniyorum” ancak Ali bin İsmail imamın bu teklifini reddetti. Bunun üzerine imam Musa Kazım (a.s) Ali bin İsmail’e belirli bir miktar para verdi.
Mecliste olanlar imama itirazda bulundu ve bu şahıs sizi dinlemiyor neden ona yardım ettiniz dediler. İmam buyurdu ki: “Ceddim Resulullah şöyle buyuruyor: Siz birisine iyilik edesiniz o sizin iyiliğinizin karşılığında, size kötülük ederse yine de siz iyilik ederseniz Allah onun ömrünü hemen keser”. Ali bin İsmail Bağdat’a geliyor ve Harun’un veziri Yahya Ali bin İsmail’i kendi evinde misafir ediyor ve onu halifenin huzurunda nasıl davranırsa mükafat alacağı konusunda onu yönlendiriyor. Ali bin İsmail Harun’un huzuruna çıkar çıkmaz kullandığı cümle şu oluyor: “Bir memlekette iki halife olmaz. Bir halife Bağdat’ta diğer halife ise Medine’de”. Ali bin İsmail’in bu kışkırtıcı yalanı üzerine Harun, imam Musa Kazım’ı (a.s) tutuklatıyor. Birkaç yıl hapislerde işkence ettirdikten sonra, zehirleterek şehit ediyor. Ali bi İsmail’e ise 200 bin dirhem verdiriyor. O paraları Ali bin İsmail’e ulaştırdıkları zaman boğazında şiddetli bir ağrı başlıyor ve o paralara bakarak orada can veriyor.
Evet, imam Musa Kazım’ın (a.s) şehadet sebebi, Harun’un koltuk sevdası, Yahya Bermekiyi’nin hasedi ve imamın öz amcasının oğlu olan Ali bin İsmail’in dünya malına olan ihtirası sebep olmuştur.
Hepimiz için ibret kaynağıdır. Selam olsun uzun yıllar, mazlum olarak karanlık hapishanelerde, hücrelerde işkence gören imama ve selam olsun Allah’ın yolunu canını feda ederek bize ulaştıran mazlum imama.
Ehlibeyt Alimi İlahiyatçı Yazar Hasan Karabulut