Sorunlarla sıkıntılarla kaybettiğimiz değerlerle 2020 yılını geride bıraktık. Birçok insan 2020 yılına kötü yıl diyorlar acaba kötü yıl var mıdır? Bu tarz düşünceyi bir Müslüman olarak değerlendirdiğimiz zaman yüce Allah Kuran’ı Kerim’de bazı günlere kötü günler ve bazı günlere ise hayırlı, bereketli günler adını vermiştir. Günlerimize kötü veya hayırlı günler anlamının verilmesinin analizini yaptığımız zaman şunu çok net olarak görmekteyiz ki günün kendisinde kötü anlamı yoktur. Ancak o gün içerisinde meydana gelen hadiseler, olaylar, yapılan işler ve eylemler o güne kötü gün manasını yüklemektedir. Örneğin bir insan için, karşılaştığı bir afet sonucu canını ve canlarını kaybetmesi onun için kötü gün anlamını ifade etmektedir. Eğer böyle bir afet olmasaydı onun için kötü gün sayılmazdı.
2020 yılında ortaya çıkan Covid 19 virüsü sahip olduğumuz birçok değeri elimizden aldığından dolayı bir çok canımızı ve insanımızı kaybettiğimiz için 2020 yılına unutulmayacak kötü izler bıraktığından dolayı bütün insanlar 2020 yılını kötü bir yıl olarak anacak ve anımsayacaktır. Çünkü bu yılda en çok sevdiğimiz özgürlüklerimizi kaybettik. Ekonomimiz dünya genelinde küçüldü ve tahammülü zor olan bir noktaya vardı. Sağlığımız her gün tehdit altında oldu. Eğitim ve öğretimimiz felç durumuna dönüştü. İnsanlar işlerini kaybetti. Açlığın ve yoksulluğun sefaletiyle savaşır oldular. Annenin en çok sevdiği evladından uzak durmasına sebep oldu. Dostların bir arada olmasını engelledi. Düğünler şenliksiz, cenazeler kimsesiz defnedildi. Böylece sayabileceğimiz onlarca nimetten ve değerlerimizden mahrum kaldığımız bir yıl oldu 2020 yılı.
Burada paylaşmak istediğim çok önemli bir husus var. Şöyle bir soru soruyorum: İnsanoğlunu etkisi altına alıp aciz kılan değerlerinden uzaklaştıran acaba yaratanın bir takdiri mi yoksa insanoğlunun cehaletimi? Bu sorunun yanıtını yüce yaratanın kitabında aramamız en doğrusu olacaktır. Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de Şura suresi 30. Ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” Bu ayeti kerimeyi sorunların anlaşılmasında ölçü aldığımız zaman şunu görmekteyiz ki yaşadığımız bu kadar sıkıntı musibet kendi cehaletimizin ürünüdür. Çünkü dünyayı etkileyen Covid 19 pandemisinin bu noktaya varması iki şeyin sonucudur. Bunlardan birincisi neyi yiyip neyi yememiz konusunda yaratanı dinlemememiz olmuştur. Çünkü o bizim için temiz olan yiyeceklerin yenilmesini helal kılmıştır. Pis olan, necis olan şeylerin yenilmesini yasaklamış haram kılmıştır. Yaşamını Allah’ın kanunlarıyla şekillendirmeyen toplumlar ve insanlar sadece bu konuyu yeme içme konusunu masaya yatırıp doğru analiz ederse şu gerçeği görmektedir ki insanoğlunun sağlığını tehdit eden en önemli şeylerin başında pis ve mikroplu şeyleri yemek oluşturmaktadır. Örneğin kan, idrar, leş, içki vs. Herkes biliyor ki bu gibi şeyler sağlığı olumsuz etkilemektedir. Ama bunula birlikte bir çok insan vurdum duymazlık yaparak bu gibi zararlı şeyleri tüketmektedir. Covid 19’un ortaya çıkış yeri olan Çin’de yedikleri bir yarasadan kaptıkları bir virüsle dünyanın başına nasıl bir bela getirdiklerini hepimiz yaşıyor ve yaşamaktayız. Bunun için bu anlattığımız birinci maddede bir Müslüman olarak yaratanın helal ve haram kanununu önemsememiz, helalleri tüketmemiz haram olanlarda ise uzak durmamız gerektiği açıkça görülmektedir.
İkinci olarak bütün insanlığın bulaşıcı olan böyle bir virüsün bulaşmasını engelleme noktasında duyarsız ve itinasız davranılması olmuştur. Bütün dünyaya bunun yayılması elbette insanların bu işin ehli olan bilim adamlarının belirlediği kural ve kaidelere uymaması, bir başka deyimle cahilce davranması sonucu bu virüs bütün dünyaya yayılmış, her eve girmiş ve herkesi perişan etmiştir. İşte burada yüzümüzü Allah’a dönüp ondan yardım talep ederek içinde bulunduğumuz bu beladan kurtulmanın çabasını göstermemiz gerekmektedir. Evet 2020 bize çok şey öğretti aslında. Dünyada huzurlu bir yaşam arıyorsak dünyanın sahibi olan Allah’ı dinlememiz gerekiyor. Ve onun kanunları doğru olan kanunlardır. Evrenseldir. İnsan oğlunu her yönüyle koruyan kanunlardır.
Yaşadığımız bu kadar sorun ve sıkıntıdan ders çıkarmamız gerekiyor. Biz bir Müslüman olarak bizim hayatımızın her alanını aydınlatan Kuran’ı Kerim’i doğru bilmemiz gerekiyor. Sadece bilgide kalmamalıdır. Kuran bizim hayatımıza ve yaşamımıza yansımalıdır. Evet burada 2020 yılının bu felaketini insanlıktan uzaklaştıracak bilim adamlarına, doktorlara ve sağlık çalışanlarına ne kadar minnettar olduğumuzu söylememiz gerekir. İnsanoğlu sahip olduğu maddi nimetleri herkesle paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Sözü daha fazla uzatmama adına aslında 2020 yılı belalarla, imtihanlarla ve derslerle dolu bir yıldır. Bütün bu olumsuzluklarda insanın ne kadar pay sahibi olduğunu bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Bununla birlikte 2020 yılı ömrümüzden geçmiştir bir daha geri gelmeyecek. Önümüzde olan 2021 yılının yüce Allah tarafından bütün dünyamız için insanlık için İslam çoğrafyası için ve özellikle güzelim vatanımız Türkiye’miz için huzurun, rızkın, sağlığın, sevgi ve saygının bol olduğu bir yıl olmasını yüce Allah’tan temenni ediyorum. Bütün belaların sıkıntıların hastalıkların özellikle Covid 19 virüsünün, terörün son bulup adaletin, hukukun, insanlığın ve kardeşliğin yaşanacağı bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Ehlibeyt Medya Grubu Kurucusu Hasan Karabulut